EngРусTürk

Çevre

TürkAkım olarak, güvenliği öncelik olarak benimsemekle kalmayıp çevresel sorumluluklarımızı da ön planda tutuyoruz.

Sağlık ve Güvenlik

Projenin tüm aşamalarında gerek Çevre, gerek İş Sağlığı ve Güvenliği standartlarına sıkı sıkıya bağlı hareket ediyoruz.

Rusya ve Türkiye’de ÇED

Projenin gerek Rusya ve Türkiye’deki kara kesimleri, gerekse deniz kesimi için Çevresel Etki Değerlendirmeleri (ÇED) gerçekleştirildi.

Ortaya çıkan etkilerin ÇED raporlarında öngörülenlerle sınırlı olup olmadığını denetlemek için sürekli bir çevresel ve toplumsal izleme programı uyguluyoruz.

Güvenilir Bir Sicil

İlk sualtı gaz boru hattının inşa edildiği 1950’lerden bu yana, teknoloji büyük gelişim gösterdi. Doğalgaz gibi kaynakların taşınması için açık deniz boru hatları artık en güvenilir ve verimli yöntem olarak görülüyor. Açık deniz boru hatlarında bugüne dek herhangi bir ciddi kaza veya aksama yaşanmadı.

Çevresel Etki Değerlendirmeleri

En doğru ve en uygun boru hattı tasarımını geliştirmek için, güvenli boru hattı tasarımı, araştırma ve çevre çalışmalarına yönelik önemli yatırımlar yaptık. Bu sürecin bir parçası olarak, gerek Rusya gerek Türkiye kesimlerine ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmeleri (ÇED) gerçekleştirildi.

Hem kara hem deniz kısımları için uluslararası uzmanlarla beraber çalıştığımız bu Çevresel Etki Değerlendirmeleri, projenin çevre ve bölge halkı üzerindeki olası etkileri konularında daha ayrıntılı bilgiler sağladı. Projenin olumlu etkilerini daha da artırmak, olası olumsuz etkilerini ise asgari düzeye indirmek için bu değerlendirmeler temelinde stratejiler geliştidik.

Daha önce planlanan Güney Akım Açık Deniz Doğalgaz Boru Hattı kapsamında projenin Rusya kesimi için Çevresel Etki Değerlendirmesi tamamlanmıştı. Türkiye kesimi için de kapsamlı bir ÇED hazırlanarak ilgili resmi makamların onayı alındı.

Gerek ÇED raporları, gerekse çevresel ve toplumsal izleme çalışmalarının sonuçları doğrultusunda TürkAkım’ın kazanımlarını geliştirmek ve etkilerini asgariye indirmek için gerekli çalışmalar sürdürülüyor.

En uygun güzergahın belirlenmesi

Karadeniz’in Kültürel Mirasının Korunması

Облака

Boru hattı yapımında en uygun güzergahın belirlenmesi için Karadeniz tabanında binlerce kilometrelik bir alan incelendi. Farklı seçeneklerin değerlendirilmesinin ardından Rusya kıyısından Türkiye kıyısına en uygun güzergah belirlendi.

Mühendislerimiz, modern tarama tekniklerinden yararlanarak deniz tabanının ayrıntılı profilini çıkarıp farklı toprak tiplerini analiz etti. Boru hattı, kıyıya yakın kısımlarda denizin kıta sahanlığı adı verilen sığ kesimlerinden geçiyor. Karadeniz’de kıta sahanlığı sınırında deniz tabanının birden derinleşip 80 metreden 1500 metre derinliğe inmesi, boru hattı güzergahını bir hayli zorlu kılıyor. Boru hattının yapımında bu zorlukları titizlikle değerlendirip tasarlanan güzergahı hayata geçirmeyi başardık.

Karadeniz’in dikkate değer özelliklerinden biri, 100 ila 200 metre derinliğin altında neredeyse hiç oksijen bulunmaması, buna karşılık yüksek seviyede hidrojen sülfit bulunmasıdır. Bu durum, balıklar ve diğer canlıların yaşamasına uygun bir yaşam ortamı oluşturmazken, arkeologlar için ideal bir araştırma alanı niteliği taşıyor. Karadeniz’in derinliklerinde oksijen ve bakteri olmadığından, gemi enkazları ve kültürel değer taşıyan diğer sualtı kalıntıları, yüzlerce yıl geçse de neredeyse hiç çürümeden korunuyor.

Karadeniz tabanının doğusundan batısına uzanan 500 metre genişliğinde bir sualtı koridorunu tarayan ilk kurumlardan biriyiz. Bu araştırmalar sayesinde, Bizans Dönemi’ne (11-14. yüzyıl) dayanan gemi enkazları da dahil olmak üzere kültürel miras niteliği taşıyabilecek bir dizi kalıntı bulundu. Böyle alanlara zarar vermemek adına boru hattı güzergahında bu mirasın korunması için gerekli önlemler alındı.